top of page

Erinç BÜYÜKAŞIK

Yazının Yol Haritaları
Home

K

I'

İnsan ana diliyle ağlamalı, hatta kahkaha atarken, ağlarken tanıdık sesler çıkmalı dudaklarından. Sürgündeki bir yazarın kendi dilinin sözcüklerinde çocuksu bir gezintiye çıkmasına benziyor  sözcüklerle imtihanım. Düşte başkalarının sözcükleri de geziniyor, birer gölge her biri...”

 

 “Gökten birazdan bir zemberek boşalacak. Sabah sofradaki tabak çanağı, kirli bardakları toplamak geçmedi içimden. Çay bardağını yarılayıp eşekler cennetine gitmişti Harun. O sırada tıkır tıkır bir ses geldi kulağıma.” Bir fındık faresi dadandı eve. İnatçı mı inatçı. Sevimli de ufaklık. Öldürmeye kıyamadım yine.

    "Tıkır, tıkır, tıkır... "    

                                                  Cinnet Meselleri  

                                               

Kitaplardan

"Anasından işittiği bir masal ilişti yeniden kulağına. Boşlukta gezinen bir sesin zihninde canlandırdığı anılar kırıntısında Aşkabat’a gidiverdi. Anasından küçükken işittiği o masallardaki gibi bir kuşun kanadına bırakıp kendini evde buluverirdi kimi zamanlar. Gözü açık uykularında hele de. Koltukları iyice silmeli, hastaysan gelmeseydin Gülperi, dedi Esra Hanım.

    -Yok valla, antibiyotikler iyi geldi ablacım. Dün boğazlarım iyice şişmişti benim ahbabım Dildar’la gittik acile, doktor yazdı bir iki ilaç da terledim gecesinde. Halıları da sileyim sonrasında.

    -Çok yorma yine de kendini. Komidinin üstündeki çerçevelerde Esra Hanım’ın kocası…  (...)  "                                                                                                                                          Simurg'u Düşlemek, Kediye Dokunma

 

services
Kuramsal Metinler

EB

YAZARIN ÖYKÜSÜ

1975 Konya doğumlu olan yazar, öğretmen anne ve babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra İstanbul’da öğretmenliğe başladı. Yazma sürecine bir grup arkadaşıyla çıkardığı Düş ve Düşünce adlı dergiyle başlayan yazar, bugüne dek Varlık, Yeni e, Son Gemi, Ekin Sanat, Galapera Öykü fanzin, Temrin, Acemi, BroyEski, Edebiyatist, kahverenkli, Yalnızlar Mektebi, Tetkik dergi, Poesis Edebiyat, Papirus, Yıldız Tozu, beşinci sanat, Almanyalılar.net, İz Gazete gibi yayınlarda öykü ve incelemeleriyle yer aldı. “Kurmacalar Atlası”, “Lilith Öyküleri”, “Son Gemi”, “Bir Kaşık Sütlaç, Bir Nefes Tarçın” adlı öykü antolojilerinde de öyküleriyle yer alan yazarın Söz Dağının Ardındakiler, Suya Gazel, Hep Uzak, Dehlizler ve Rüyalar, Sınırlar Kapalı adlı öykü kitapları, Murat Ka’nın Çoğul Tarihi ve Tragedyayı Oynarken başlıklı iki romanı, Kuduruk’un Orman Düşleri adını taşıyan çocuk romanı, Kurmacavın Yolculuğu adlı inceleme/deneme kitabı bulunmaktadır. İzGazete ve haberler.com'da düzenli olarak da yazan yazar, hâlen +edebiyatkolektifi adlı öykü, kurmaca oluşumunun kurucusu ve yürütücüsü olarak yazmaya devam etmektedir. 
haberler.com Youtube kanalında “Papirüs” isimli kültür-sanat programını Mesut ŞENOL’la sunmaya devam etmektedir.

2025 yılına girerken “Cinnet Meselleri” adlı öykü kitabı ve “Yazının Yol Haritaları” isimli edebiyat-sanat yazıları Mimas etiketiyle yayımlanmıştır.

IMG_2190.jpeg
About

Çok Yakında

K

Kitaplara Dair Yazılanlar

Yazar Erinç Büyükaşık, +edebiyatkollektifi’nin kurucusu… Büyükaşık; kolektif çalışmasının bir parçası olarak “Kurmacalar Atlası” ve “Lilith Öyküleri” isimli derlemelere imza attı. Büyükaşık ile derleme kitapları ve kolektif çalışmalarını konuştuk. “Tekil yazı eylemi çoğul seslenişlerle kıymetli” diyen Büyükaşık “Ekipte yer alan birçok arkadaş gibi ben de kendi kitaplarımı, yazdıklarımı okura ulaştırma derdindeyken neden ortak ve çoğul bir duruşa sahip olmayalım dedik ve bir araya geldik” ifadelerini kullandı.

https://www.evrensel.net/haber/468570/yazar-erinc-buyukasik-tekil-yazi-eylemi-cogul-seslenislerle-kiymetli

01

Kentlerin depremin ardından yaşadığı toplumsal travmaya ve varoluş, hayatta kalma, hayatı sürdürme mücadelesi yakın dönem “deprem” gerçeği üzerinden çok daha canlı tablolarla karşımıza çıkıyor. Özellikle kadim kentlerin hem geçmişi hem de bugününe dair keskin kopuşları tarif eden bu felaket Maraş, Hatay, Adıyaman gibi kentlerin bir süredir susuz, elektriksiz yaşam mücadelesini de tarif eder oldu. Bu bağlamda yazar Erinç Büyükaşık’ın kaleme aldığı “Tragedyayı Oynarken” Hatay’da yaşanan felaketin izdüşümlerini, depremde sağ kalanların acılarını ve kolektif travmalarını anlatmaya çalışan ilk roman olma özelliği taşıyor. Yazarın Liman Kültür Yayınevi etiketiyle 2013’te ilk baskısını yapan roman 2024’ün ilk aylarında ikinci baskısıyla okurlarının karşısına çıktı.

https://www.birgun.net/haber/hataydaki-felaket-ve-kolektif-travmalar-

02

Edebiyat, yazarın kalemiyle bir toplumu hem içine bakmaya hem de en derin yüzleşmelere davet eder. Erinç Büyükaşık’ın “Cinnet Meselleri” ve “Yazının Yol Haritası” adlı eserleri bu çağrıyı bir adım ileri taşıyarak, bireyin içsel çatışmalarından toplumsal suskunluklara uzanan geniş bir yelpazede hakikati arıyor. Mimas Yayınevi etiketiyle yayımlanan bu iki kitap, modern dünyanın karmaşık ruh hâlini hem bireysel hem de toplumsal düzlemde sorgulayan cesur birer metin olarak edebiyatseverlerle buluşuyor.

Cinnet Meselleri, bireyin içsel karanlıkları ile toplumun bastırılmış suskunlukları arasında kurulan bir köprü niteliği taşıyor. Erinç Büyükaşık, modern dünyanın dayattığı bireysel ve toplumsal çöküşleri hikâyelerinde ustalıkla işliyor. Karakterler, yalnızca kendi iç dünyalarıyla değil, toplumsal normların görünmez baskısıyla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Sessizlik, bir suç ortağı gibi anlatıların arka planına yerleşiyor; bireyin trajedisi, toplumun derin çatlaklarında yankılanıyor. Bu hikâyelerde bireyin içsel çığlıkları, bastırılmış öfkeleri ve toplumun körleşmiş vicdanı arasındaki çatışma keskin bir şekilde dile getiriliyor. Modern dünyanın huzursuzlukları, toplumsal normların inşa ettiği görünmez sınırlarla birleşerek karakterleri içine kapanmaya zorluyor. Büyükaşık’ın kalemi, bireysel çatışmaları derinlemesine işlerken, toplumsal gerçeklikleri de gözler önüne seriyor. Bu kitap, edebiyatın bireyin yalnızlığına olduğu kadar toplumsal adaletsizliklere de nasıl ışık tutabileceğini güçlü bir biçimde kanıtlıyor.

https://www.mayakultur.com/8035/

03

K2

Kitaplara Dair Yazılanlar

Erinç Büyükaşık, ilk olarak 'Suya Gazel' ve 'Hep Uzak' kitapları ile okuyucunun karşısına çıktı. İnsanın hallerini gerçeğin merceğinden yansıtan yazar, okuyucuyu farklı zamansallıklarla yolculuğa çıkarıyor. Son öykü kitabı 'Sınırlar Kapalı'da ise göçü, bireylerin özlemini, gurbetini ve yabancılığını ele alıyor; unutmalar ve hatırlayışlar üzerine uzun bir mücadeleyi tasvir ediyor. Göç ve vicdan konuları üzerine yoğunlaşan Büyükaşık'ın öykülerinde, kadınlık-erkeklik rolleri ve dezavantajlı gruplar üzerinden de tartışmalar yer alıyor. 

https://www.gazeteduvar.com.tr/erinc-buyukasik-gidenler-gocmen-kalanlar-daha-mi-az-gocmen-haber-1553896

04

Cinnet Meselleri, bireyin içsel karanlıklarıyla toplumun suskunlukları arasında cesur bir köprü kuruyor. Erinç Büyükaşık, hikayelerinde, yalnızca bireysel trajedilere değil, toplumun görünmez adaletsizliklerine de ışık tutuyor. Sessizlikle örülen dünyasında, karakterler bazen kendi iç sesleriyle bazen de toplumsal çöküşün yankılarıyla baş başa kalıyor.

https://www.haberler.com/haberler/hakikatin-ve-suskunlugun-izinde-erinc-buyukasik-18132072-haberi/

05

“Sahici Bir Tragedyayı Oynamak” başlıklı yeni romanınızın başlığı oldukça dikkat çekici. Hele de deprem felaketinin arkasından yazılmış bir tanıklıklar romanı olduğunu düşündüğümüzde neden “tragedya” kavranma gereksinimi duydunuz roman başlığında?

Bu romanın ortaya çıkışı bir felaketin ardından benim de yaşadığım travmalar olmuştu kuşkusuz. Hele de Hatay’ın günlerce yaşadığı çaresizliği akrabalarım çerçevesinde gözlemlemek ve kentteki depremzedelerin çığlıkları, öfkesi bu romanın ana hatlarını oluşturdu. Bir tragedyayı tüm acımasızlığıyla oynayan bir kentin öyküsünü kaleme alırken tanıdığım insanların felaketin sonrasındaki öykülerini fazlasıyla içselleştirmek zorunda kaldığımı söylemeliyim. Bugün hâlâ yıkımın toplumsal travmaları sürerken bir kenti ve ülkeyi ayağa kaldırmak ve belleği diri tutmak mümkün mü? Unutkanlıklarımızı yargılamamız gerekiyor sanırım bu adımı atmak için. Berlin’den Hatay’a uzanan yolculuğun yıkıntıların altında kalan anıları da işiterek gerçekleştiğini ifade etmeliyim roman boyunca. Ayşen, Ahmet, Arif, Nezahat… köye ve taşraya yolculuk bağlamında “unutma”ya dair korkular içinde olması bu “tragedya”nın içindeki kolektif travmalarımızı da  sahnelemek zorunluydu benim için roman boyunca.

kanıtlıyor.

https://www.izgazete.net/oykuye-gorev-yuklemek-edebiyata-haksizlik-olur

06

K3

Kitaplara Dair Yazılanlar

Toplumun ve Hakikatin İzinde: Erinç Büyükaşık’ın Kalemiyle Derin Bir Yolculuk

Edebiyat, bir aynadır; toplumu yansıtır ve bireyi yüzleştirir. Erinç Büyükaşık’ın Cinnet Meselleri ve Yazının Yol Haritası adlı eserleri, bu aynayı cesur bir şekilde hem bireye hem de topluma tutuyor. Yazar, her iki eserde de insan ruhunun karanlıklarına ve toplumsal suskunluklara dokunarak edebiyatın dönüştürücü gücünü gözler önüne seriyor.

Cinnet Meselleri: Toplumun Karanlık Köşelerine Cesur Bir Bakış

Cinnet Meselleri, sessizlik ve bastırılmış öfkeyle yankılanan bir dünyada, insan ruhunun derinliklerine cesurca iniyor. Erinç Büyükaşık, hikâyelerinde bireyin kendi karanlıklarıyla hesaplaşırken, aynı zamanda toplumun büyük suskunluklarını da gün yüzüne çıkarıyor.

Bu kitap, sessiz çığlıkları ve görünmez adaletsizlikleriyle, yalnızca bireysel trajedilere değil, toplumsal çöküşlere de ışık tutuyor. Okuru sarsıcı bir yüzleşmeye davet eden eser, toplumsal gerçekliklerin çerçevesini genişletiyor. Cinnet Meselleri, bugüne dair iç seslerin ve kalabalıkların çoğul seslerinin bir dışavurumu olduğu kadar, yazarın kendisiyle bir nevi yüzleşmesine açılan bir kapı.

Yazının Yol Haritası: Hakikatin İzinde Edebi Bir Araştırma

Post-truth çağında hakikatin izi sürülebilir mi? Yazının Yol Haritası, bu sorunun peşine düşüyor. Büyükaşık, edebiyatın büyük ustalarından ilham alarak, edebiyatın hakikatle olan ilişkisini inceliyor. Latife Tekin, Ferit Edgü, Virginia Woolf ve Bilge Karasu gibi isimlerin eserlerinden yola çıkarak bireyin çelişkili ruh hâllerini açığa çıkarıyor.

Bu eser, edebiyatın sadece bireysel bir kaçış olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir yüzleşme olduğunu çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Hakikatin kaybolduğu bir çağda, edebiyatın pusula görevi üstlendiği bu kitap, okura derin bir aydınlanma sunuyor.

Erinç Büyükaşık’ın edebiyatı, bugüne dair hem bireysel hem de toplumsal sorular sormaya cesaret eden bir alan. Cinnet Meselleri ve Yazının Yol Haritası, bireysel çatışmalar ve toplumsal sorgulamaların sınırlarını zorlayarak, edebiyatın dönüştürücü gücünü bir kez daha hatırlatıyor.

Bu iki eser, bireyin ve toplumun suskunluğuyla, karmaşasıyla ve karanlıklarıyla yüzleşmek isteyen herkes için bir davet niteliğinde. Edebiyat, yalnızca anlatıların değil, aynı zamanda hakikatin, sorgulamanın ve dönüşümün kapısını aralıyor. Erinç Büyükaşık’ın kalemi ise bu kapının anahtarını cesur bir şekilde okurun ellerine bırakıyor.

Erinç Büyükaşık’ın eserleri, edebiyatseverler için hem güçlü bir okuma deneyimi hem de içsel ve toplumsal bir aydınlanma fırsatı sunuyor.

https://turkiyeyazarlarsendikasi.org/duyurular/greentransfo-iscileriyle-dayanisma/

07

Erinç Büyükaşık, yıllarını edebiyata adamış bir eğitimci. 1998’den itibaren pek çok kitabı, öyküleri, masalları ve romanları yayınlandı. Hikayelerini coğrafyaların aynası kimlikler üzerine kuran yazar, aynı zamanda bir edebiyat aktivisti. Kurduğu ve yürüttüğü edebiyatkolektifi.net platformu ile hem iyi edebiyatı okura ulaştırmaya, hem de yazarlara alan tutmaya devam ediyor.

 

Edebiyat Kolektifi, yakın zamanda bir “Mor Sayfalar” kısmı oluşturdu, burada kadınların dilinden, yaşamlarından öykülere yer verilecek, her kesimden kadın yazarın eserlerine de açık. Birbirimizden ve hikayelerimizden ilham alabildiğimiz bir dünyanın hayaliyle, Erinç Büyükaşık’la eserlerini ve Edebiyat Kolektifi’ni konuştuk.

 

Son yayınlanan kitabın “Tragedyayı Oynarken”, güncel meselelere de değinen bir roman. Bize onu nasıl anlatırsın? Kimleri anlattın bu romanda, kimlere seslendin?

Öyküyle başlayan bir süreç var aslında. Öyküde ne anlatmak istediysem ya da kahramanlarımı hangi yansımalar, kırılmalar ya da çelişkiler üzerine inşa ettiysem, aslında romanda benzer bir tabloyla karşı karşıyaydım. Bu açıdan bakıldığında öyküyü tanıma yolculuğuyla başlayan ve romana doğru yol alan bir uzun bir süreç var.

 

İlk öykü kitabım 98'de basıldı, ondan sonra düzenli olarak aslında hem öykü okumaları, hem edebiyat yazıları, metin çözümlemeleri yazarken aslında öykünün izlek, plan, teknik unsurlarını da gözeten metinler yazma çabam başladı, bu da zaten öykücülük sürecini de başlattı.

 

Roman da aslında benim yolculuğumda öykünün daha uzun erimli serüveni gibi, farklı öyküleri bir ortak izlek üzerinden birleştiren bir roman yazma deneyimim oluştu. “Murat K.’nın Çoğul Tarihi” ile başlayan bir yolculuk diyelim buna; sonrasında Tragedya’yı Oynarken ortaya çıktı.

 

Şubat depremleri zamanında bu öyküleri zaten yazıyor muydun, yoksa böyle bir niyetin vardı da deprem olunca…

Depremden önce bir kent öyküsü düşünüyordum, aslında geçmişe köklere ait bir öykü yazmayı düşünüyordum, ki yazdım da. Bu kökler dediğim, benim özellikle Hatay üzerine kurulu olan, Hatay’ı o çok kültürlü çok kimlikli dokusu ve taşra eksenli öykülerin izinden giden bir şey.

https://hthayat.haberturk.com/erinc-buyukasik-ile-tragedyayi-oynarken-1082182

Erinç Büyükaşık’ın yeni öykü kitabı “Kediye Dokunma”nın arka kapağında yer alan ifadeler yazarın diğer öykü kitaplarında sıklıkla karşımıza çıkan insanlık durumları ve hayatın çeperlerindeki sancıların bu kitapta da karşımıza çıktığını ortaya koyuyor.

Kediye Dokunma’da yer alan ve “öykü neyi anlatır ve nasıl anlatır” sorularına bir yanıt arayışı sayılması gereken yirmi iki öykünün, “Toplu Öyküler” alt başlığıyla bu coğrafya ve coğrafyanın insanına dair bir şeyler söyleme derdi olduğu görülebiliyor.

Öykülerin kimi zaman distopik ve hatta mitik metinlerden, kimi zaman da bugünün güncel travmaları ve açmazlarından beslenerek yeni sorular sormaya niyetlendiğini söylemek de gerekiyor elbette. Kadınlardan, çocuklara, kentlerin yoksullaşan iklimine, taşraya, çoğul yalnızlıklara dair yazarın anlatıcıyla birlikte çıktığı bu yol öyküsüne, yazarın önceki kitaplarını okumuş olan okular için yol arkadaşlığı yapmak çok daha keyifli olacaktır. Büyükaşık’ın öykülerindeki tanıdık yüzleri, kentleri ve sokakları bu açıdan şöyle de ifade etmek mümkün: Politik bir alt menin yazınsal ve dilsel tutarlılıkla dışavurumu ve kurmacanın içindeki yoksulluk ve yoksunluklarımız.

https://parsomenfanzin.com/2022/12/07/erinc-buyukasiktan-yeni-oyku-kitabi-kediye-dokunma/

08

09

K4

Kitaplara Dair Yazılanlar

10

Testimonials

İ

İletişim

Kitaplar ve Yazarın Metinleri Üzerine Düşüncelerinizi Paylaşın

Testimonials
Contact

© 2025 Erinç Büyükaşık tarafından tasarlanmıştır

  • Instagram
  • Facebook - Black Circle
bottom of page